Şu karşı cinse duyulan hoşlantıyı ikiye ayırıyorum artık. Hoşlantı dediysem yüzeysel ya da hafif olduğundan değil. Gerçi bu bayadır ikiye ayrılıyordu ama olsun. Gelelim duygu tiplerimizeee:
Birinci tip duygu katıksız bir hayranlıktır. Karşıdaki kişi size ulaşılınamazmış hissi verir ve bu yüzden tutkulu bir saygı duyarsınız. O, diğer insanlardan farklıdır evrimin son halkası dünyanın sekizinci harikasıdır. Güzeldir, yakışıklıdır muhteşemdir. Muhtemelen ilk gördüğünüz an da bişeyler hissetmişsinizdir tabi kör kütük aşık oldunuz demiyorum böyle ufak da olsa bi hoşlantı duymuşsunuzdur, bakıp -aa iyiymiş demişsiniz en azından bir şekilde dikkatinizi çekmiştir sonra olaylar gelişir. Artık her hareketi anlamlı ve etkileyicidir. İki çift laf etmeye kalksanız kesin saçmalarsınız ya da saçmaladığınızı düşünürsünüz.
Bu tip sevgide çıldırdığınız kişinin karakterini pek de iyi bilmezsiniz aslında, sürekli eklemeler yaparsınız onun kişiliğine, en anlamsız hareketi bile duygu yüklüymüş gibi gelir. Adeta taparsınız, istisnasız her gördüğünüz an kalp ritminiz hızlanır. Facebook'undan çıkmaz google'da ismini yazıp aratırsınız.
O kadar çok hayal kurarsınız ki ohoo tutabilene aşk olsun. Ve zaten bu duygu da büyük ihtimalle "aşk"tır. Eğer platonikse bu aşk; Çoğu zaman kişiyi tanıdığınızda veya ulaştığınızda, bütün heyecan saman alevi gibi söner. Gerçi platonik olmayan aşk yoktur ki?! Çünkü aşk sürelidir, süresiz olan sevgidir. Duygulanımın sürmesi içn aşkın sevgiye dönüşmesi gerekir, dönüşürse ikinci tipteki duygu durumu ortaya çıkar. Diyebiliriz ki aşk da ikiye ayrılır; biten ve ikinci tipe dönüşen.
Gelelim ikinci tipe; bunda bir yaşanmışlık söz konusudur, ilk gördüğünüzde dikkatinizi çekmemiş olabilir hatta antipati duymuş bile olabilirsiniz ama fark etmez çünkü bu kişiyi tanıdıktan sonra -insan- haliyle seveceksinizdir. (Yukarıda anlatmış olduğum birinci duygu zamanla bu hale gelmiş olabilir ama gene özel kişinizi tanıdıktan sonra hissediceksinizdir ikinci tipi). Herhangi bir tanrısallık söz konusu değildir. Hatta salyasıyla, gözündeki çapakla seversiniz onu. Üstünüze kussa bile kusmuğunu kabullenecek durumdasınızdır. Sivilcesiyle arkadaş olabilirsiniz falan.
Büyük ihtimalle önceden arkadaşsınızdır ya da bir şekilde yakından tanımışsınızdır. Sonra birden "BOM". Onsuz yapamamaya başlarsınız; hep onunla konuşmak onunla eğlenmek, onunla gezmek tozmak istersiniz. Çok yakışıklı, güzel olmayabilir hayallerinizin insanıyla aynı görünüşe sahip olmaması size hiç bir şey ifade etmez. Hayatınızın bir parçası haline gelmiştir o. Beraber yaşasak ne güzel olur dersiniz. Hatta ben yemek pişirsem yese, hasta olsa baksam diye şefkat abidesi oluveriyorum. Bunu da başından beri söylediğim gibi "sevgi" olarak adlandırabiliriz heralde. Aşk kadar belirsizliklerle dolu değildir, huzur ve güven vericidir, tamamlayıcıdır. Ama bu hisleri beslediğiniz kişi size biraz daha soğuk ya da size göre daha kötü davranırsa, birinci tür duyguları hissetmeye başlarsınız.
Ortak nokta şudur ki; ikisinde de karşılık alamazsanız, alamayacağınızı düşünürseniz canınız çok ama çok yanar. En iyisi arkadaşlarımızla falan idare edelim. Of =/
0 sesleniş:
Yorum Gönder