Sayfalar

Benga

Geçen yüzyılın başlarından New York Hayvanat Bahçesinin müdürü orangutan ve papağanla birlikte Benga adında cüce bir afrikalıyı da kafese yerleştirmiş. Benga bir hayvanat bahçesinde sergilenen ilk insan olmuş.
Kilise, Benga için ortalığı ayağa kaldırmış. Ama onu kafesinden kurtarmak için falan değil. Dertleri hayvanat bahçesine akın akın giden müminlerin bu afrikalı cüce ile kıllı kuzenlerimiz arasında kuracağı benzerlik nedeniyle Darwinin kuramlarının bir kez daha kanıtlanmış olacağından korkmaları.
Nihayet serbest bırakılan Benga son yıllarını bir tütün fabrikasında işçi olarak geçirmiş. İçine düştüğü depresyondan kurtulamayıp bir gün kafasına kurşun sıkana kadar.

Devletle Ölmek Devletle Öldürmek

Hastayım. Kendimden geçmiş şuurumu kaybetmişim. İhtimal yok geri dönmeme. Veya varsa da şu saatten sonra istemiyorum. Beni bana rağmen ilaçlarla makinelerle zorla hayatta tutuyorlar hastanelerde.
Beni iyi etmekten, sağlığıma kavuşturmaktan değil. hasta tutmaktan para kazanıyorlar. İlaç firmaları, yoğun bakım makineleri imalatçıları ve dilim varmıyor söylemeye ama doktorlar, ecza firmalarıyla anlaşmalı doktorlar..
Hapishanelerde ölüm cezası infaz edildiğinde raporlarını "öldü" diye imza atan doktorlar. Onlar ki infazda hazır bulunmasalar infazlar yasal olarak gerçekleşemeyecek. Onlar yaşamak isteyenin öldürülmesinin işbirlikçileri. Onlar yaşamak istemeyen, yaşayacak hali kalmayanları. kendilerine rağmen zorla yaşatanlar...

Kimliğimi Kaybettim Hükümsüzdürden.

Önceki Hayatımda Tembel Hayvan Olduğum Söyleniyor

Tembel olduğum için mi depresifim yoksa depresif olduğum için mi tembelim? Düşünüyorum bazen bir hobi edineyim falan diye ama bir kursa falan yazılma hayali bile beni fazlasıyla yoruyor. Okula gideceğim zamanlar sabah erken kalktığımda o günkü yapılması gerekenleri kafamdan geçirip bıkıyorum tüm derslerimden, teneffüslerimden, öğle arasında ne yiyeceğimden ,çıkışta gideceğim yerlerden randevularımdan..

Şimdilik arabam yok diye herşeyi erteliyorum fakat arabam olunca park etmeye bile üşeneceğim biliyorum ben kendimi. Memur emeklisi gibi oldum bugünlerde tüm ümidim çekilişin birinden araba çıkması. Hani derler ya hissettiğin yaştasındır diye ben bir 50 çekerim rahat.. Babannem bile benden hareketli zaten sürekli orasını burasını kırıyor kadın tezcanlılığından.

Burak gelsin hep evde takılalım istiyorum veya ben onlarda kalıyım ama onun için de şimdi dışarı çık yürü taksi bul bin falan çok uzun işler bunlar.. En iyisi o bizdeyken oyalanalım tüm gün. Valla beni en mutlu eden aktivite bu.

En büyük hayalim güneş görmeyen bir evde (bilirsin ışıktan nefret ederim) kocaman ve konforlu bir yatakta (günümün %65i burada geçiyor) yemeklerimizin ayağımıza geldiği bir evde  inzivaya çekilmemiz.

Gerçi arada bir dışarı çıkıp kıyafet, kitap, cep telefonu kılıfı falan göresim geliyor -bak insan demiyorum-.

Geçenlerde biri en büyük hayalin ne diye sordu. Ben de kaldım öyle şey gibi ne desemm ne desemm coca colanın ceosu olmak? Keşfedilip film starı olmak? Rumeli Hisarında konser vermek? O yalı benim şu villa senin havada uçuşan bmwler zengin olmak? Sonunda kendimi toparlayıp kitap yazmak dedim. İstemiyorum da değil aslında uzanır yatağıma alırım laptopumu yazarım yani. Laptopın arasındaki kırıntılarla da bir afrika kabilesi doyar bu arada. Ayrıca yatağın geniş ve sert olanını karyolanın-bazanın da yüksek olanını severim şimdilik diyeceklerim bu kadar.
Hı bir de Battle Star Galactica çok güzel izleyin izlettirin.

Kafam güzelken yazsam yazı da güzel olur mu?

Sanırım titanici izleyip de ağlamayan tek disi canliyim saka maka o tahta parçasına iki kisi tutunmayı bile denemediler. Neydi kızın adı heh rose insan ölür be vicdan azabından hep o tahta parçasına ikisinin de sigma ihtimalini düşünür pişman olur intihar eder, afrikali cocugun ölmesini bekleyen akbabanin fotografini cekip intihar eden adam gibi.

Benim mi ask anlayışım farklı yani asik oldugun deli gibi sevdiğin biri icin daha fazla mücadele etmez misin ya da o öldükten sonra bu kadar hayata tutunmaya çalışmak? Neyse belki de yasama hırsım pek olmadıgı icin bana bu kadar kolay geliyor. (O ölürse ben de ölürüm'ün felsefe bulaştırılmış hali çaktırma.) Ama ölesiye sevmek diye de bir deyim var mesela.
Arabesk değilim Werther de öyle işte.(Goethenin Acıları) .
2-3 ay çıkanlardan bahsetmiyoruz burada ya da fuck buddylerden..
Her şeyini paylaşıyorsun be zaafların zihnin bedenin.. Hatta ve hatta ezikliklerin ve komplekslerin. Salinger bile birisine bir şey anlatınca çok özlüyor peki bu kadar şey paylaştığın insan nolcak?

Empati yapıyorum da rosela;
Ben olsam -allahım su buz gibi çok soğuk çenem titriyorrr (cehennem kadar sıcak suda yıkanan ben şu an soğuğu hissetmekte aciz kaldım yalnız) leonardonun öldüğünü fark ettigimde atın beni okyanuslara yani. Adamın adını da hatırlamıyorum çocukken izlemiştim -Jack miydi ki ?- zaten simdi 3dlisi çıktı ya oradan aklıma geldi. Ben benimkini roseun leonardoyu sevdiğinden daha çok seviyorum bu bir kesin.  Hem gemide tanismislardi zaten ohoo o kadarcik zamanda o kadarcik sevebilmis demek kızımız ki o tahta parçasına bencilce yapisiyor. Öhm buldumcuk gibi yazdım ya.

Bu arada how i met your motherdaki lilly ve barney arasında gecen dialoglar da çok itici geliyor. Barney herkese yavşasın her şeyi yapsın ama lillynin göğüsleri diye tutturmasın. Yani benim gözümde lillyle marshallin beraberliklerinin ayrı bir yeri vardı ama lilly bir bölümde başkasıyla opustu resmen dünya basıma yıkıldı dalga geçmiyorum valla. Zaten lillynin hamile hamile sergiledigi biseksuel eğilimler de hoşuma gitmiyor resmen robine sulanıyor yahu kaç bölümdur? Iyy bir de en yakın arkadasi. Marshalla da threesome yapalım mı demis ama o kabul etmemis ayrica youtubeda barney lilly marshall sevisme sahnesi gibi birsey var diziden sogudum. İnsanlara çok mu komik geliyor? Amerikan ahlaksızlığına karşı "Amish Attitude" gördüm kendimi şu an :D

Mesele ask ve iliskilere gelince tutucuymuşum ben yahu. Open relationship de ne demekmiş? Gerçi isteyen yapsın aman yoğunsa karşısındakine zaten böyle şeylere ihtiyaç hissetmez. İnsanın poligamik bir yaratık olduğunu bu noktada reddediyorum. Freud seni severim saygı duyarım ama bazı noktalarda istisnaları da hesaba katman gerekiyordu sanki bir ara konuşsak bunu? İnsanların tatmin mekanizmalarının farklı olduğunu ama çoğu standart insanın bu tatmini cinsellikten sağladığını?

Hi bir de bebekler.. Zaafım var resmen zaten prolaktin miydi ne bir hormonum yüksek elimdeki verilere göre ve bu beni anac bir hale getiriyor. Bulsam cocuk doğurup çöpe atanları evirip çevirip dovucem deli oluyorum. Çocukken de böyle haberleri duyunca odama kacip hep ağlıyordum ya hala da gözlerim yaşarir. Hoş sebebi ne olursa olsun TV'de ağlayan biri gördüğümde benim de gözlerim doluyor hemen. Çok fazla empati yapıyorum ayna nöronlarım çok fazla çalışıyor dolayısıyla çok kisisellestiriyorum. İste bebekler dısında tüm insanlara kinli ama gözyaşı gördüğünde de istinasız ağlayan tuhaf bir insanim. Öyle.