Sayfalar

Öyle

Dünyadaki en acımasız yerlerden biri de bebek mezarlıklarıdır.
Minik minik kabirler. Neredeyse tatlı diyeceğim geliyor.
Ufacık gözler hiç açılmadan kapandılar belki.
Belki de içlerinden sarışın olanları ayaklarıyla oynamayı çok severdi.
Yaşasalardı saçları koyulaşacaktı belki.
Belki de "küçükken ben sarışınmışım" diyeceklerdi.

Baby Killers

Osmanlı bildiğin BEBEK KATİLİymiş. Padişahların, şehzadelerini öldürdüğü yetmediği gibi bir de torunlarının katledilmesini emrediyorlarmış. 2-3 yaşındaki bebekler öldürülürken din adamlarının eli armut topluyormuş anlaşılan, kardeş katline de cevaz verdiklerine göre. Şehzadeler ve sadece ailenin erkekleriyle de sınırlı kalmıyor çoğu zaman haremleri de yok ediliyormuş. Bir de gelmişler "Osmanlı adaletli bir İslam devletiydi" diyorlar.
Daha birsürü örnek var fakat bebeklerin bile potansiyel bir asi bir devlet bölücü olarak görülmesi sebebiyle boğazlanmaları yeter de artar bence.
Bir de zamanın şartlarına göre düşünelim bık bık muhabbetleri yapılıyor. Bir bebeği öldürmek 500 yıl öncesiyle günümüz zamanına oranla çok fark etmiyor. Nasıl ki yamyam kabileler iğrenç geliyorsa "ama ilkçağda yaşıyorlardı canım" savunması yapılamıyorsa nasıl ki yamyamların olduğu dönemde sadece bitkilerle ve hayvanlarla beslenen insanlar da varsa bu da bir zorunluluk değil seçim oluyor. Parallel reasoning.
Kullanabilinecek en mantıklı cümle Osmanlının ortaçağda daha gelişmiş daha zengin olması ve refaha bağlı olarak daha az vahşi daha çok medeni davranmaları o da Avrupaya göre.
Ya da dersin ki devlet zaten her zaman çıkarlarına göre hareket eden acımasız bir kurumdur o zaman amenna.
Lakin gelip de diyemezsin Osmanlı şöyle şefkatli böyle vicdanlıydı ceddimiz bir melekti ecdadımız iyilik perileriydi.