Sayfalar

Garip

Sıradan -ama gerçekten sıradan- insanların sıkça kullandığı bir sözcük vardır; Garip.
Garip davranış, garip zevk, garip insan garip kıyafet... vs vs.
Garip demek bizden farklı demektir. Bize benzemeyene garip deriz.
Bu yüzden çok yönlü olmayan farklı bakış açısı bulunmayan kimseler, evet böylelerine örümcek kafalılar da diyebiliyoruz anlayamadıklarına garip der geçer.

Annem

İnsanları edebiyat akımlarıyla eşleştirmek bayağı eğlenceli. Mesela annem klasisizmin kalesi babam realizmin kaymak yiyicisi. Arkadaşlar benim için de dadaist demişlerdi. Aklıma geldikçe gururlanırım.

Annemin ağzından -salak- lafını dahi duyamazdık eskiden. Fakat tartışırken arada ben hafif hafif küfrettiğimden olsa gerek o da sinirlenince ağzını açmaya başladı artık.
Kendisi çoğu şeyi pis olarak nitelendirir. Mutfak lavabosunda el yıkamaktan günümüz modern açık ilişkilerine uzanan geniş bir yelpazede çoğu şey pistir.

Makyaj yapmayı sevmez, parfüm kokusu başını ağrıtır. Önemli olan doğallıktır, güzelsen eğer zaten süslenmene gerek yoktur. Kendisini beğenir ve sever. Sebepsiz yere o kadar güvenir ki kendine şaşar kalırsınız. Bu konuda ve başka diğer konularda taban taban zıttızdır. Görünüşümüzün tamamen farklı olmasının yanında zeka türlerimiz zevklerimiz de bambaşkadır.
Ben estetiğe önem verirken o pratikliği benimsemiştir.*

Kalıpları keskin kuralları vardır ve o bunları önyargı olarak görmez tecrübe der.
Kendi inancı mutlak doğrudur, eninde sonunda -ben dahil- herkes onun dediklerine geleceğizdir.
Ufku dardır. Dolayısıyla Türkiye'de doğduğundan müslümandır.*

Babamı çok sever. Normal anneler gibi babamla aramı bulmak şöyle dursun "hişt çok ayıp babaya öyle denilir mi babanın yanına o kılıkla çıkılır mı" der. Üstelik bunu babamın yanında yapar. Adam o an sinirlenmeyecekse bile sinirlenir. Tartışmalarda ara bulmaya çalıştığını iddia ederek insanı öfkeden deliye döndürebilir.
Söylediği hiçbir söz beni teselli etmez aksine üzüntümü arttırır ağlamamı şiddetlendirir.

Çocukluğumda annem hep hastanede olduğu için ben babamla zaman geçirdim. Belki onun etkisidir diyeceğim ama ben hiçbir zaman annem varmış gibi hissetmedim. Hala hissetmiyorum. O, evde arada yemeğimi yapan gömleklerimi ütüleyen bir kadın.
Vakit geçirmekten hoşlanmadığım sırlarımı anlatmadığım varlığıyla gururlanmadığım bi kadın.

Ama yaşadığı berbat durumları geçirdiği büyük depresyonları düşününce acaba haksızlık mı ediyorum diyorum.
Sonra, hayır hayır o depresyondayken ben çocuktum öyle davranmamalıydı özen göstermeliydi bana kattığı hiçbir şey de yok a tabi travmalarım hariç diyorum ve sinirleniyorum.
Keşke sadece sevmiyor olsam nefret etmesem kendi kendime zarar vermesem.

*Klasisizm dışı

Düzgün Konuşun

Türkçe konuşurken yabancı bir sözcük söylediklerinde amerikan aksanı yapan insanlara gıcık oluyorum. İngilizce konuş tamamen, evet bu aşmış maşallah yabancı dil de bilirmiş diyelim.
-Bugün "meyıll"larıma baktım. O -ı ile -l arasında dil dönüyor harfler yuvarlanıyor ya nasıl sinir bozucu anlatamam.

Rüya

Bugün rüyamda Yusuf Atılgan okuyordum.
Kitaplıkta ahlaksızca duran aylak adamı elime alıyorum eviriyorum çeviriyorum anayurt oteli travmasını henüz atlatamadığımı fark edip tekrar rafa kaldırıyorum.
Ama okumam lazım, işte bu kendi kendime uydurduğum zorunluluk hali sinirimi bozuyor.
Kitabı raftan sertçe almak canını acıtmak kuşe kağıdını tırmalamak çıkardığı sesle doyuma ulaşmak istiyorum.
Sonra gevşeyen vücudumu yatağıma yatırır kitaplığa bakarak kahkahalar atarım.

Dayıma söyleyeyim de bana tutunamayanları getirsin artık.

Akşam Pazarı

Hepimiz kendimizi pazarlama çabasındayız. Kimimiz seksiliğiyle kimimiz sevgilisiyle kimimiz çello çalabilmesiyle kimimiz soylu ailesiyle kimimiz marka giyebilmesiyle kimimiz fotoğraf çekebilmesiyle kimimiz Fransızca konuşabilmesiyle kimimiz okuduğu okullarla kimimiz komikliğiyle kimimiz sosyal çevresiyle kimimiz de bilmemneyle bilmemneyiyle..
Güzel değil ama çekici dediğimiz insan kendini pazarlamayı başarabilmiş insandır.
Artık güzelliğimizi zekamızı ya da varolduğumuzu ve önemli olduğumuzu kimseye kanıtlamaya çalışmasak?
Rahat rahat doğal doğal yaşasak?
(Bkz;Kabul olmayacak duaya amin demek)

Aniden Kabaran Feminizm Damarı

Evvel zaman içinde "Her şeyinin mükemmel olmasını istiyorsun ama insan dediğin kusurludur kendinin de bir insan olduğunu kabul et artık"demişti psikolog.

Kalbur saman içinde Lübnan'da cinsel ilişkiye girmenin dişi hayvanlarla serbest ama erkek hayvanlarla yasak olması gibi bir kuralın varlığından haberdar olunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Klasik -sizin insanlığınız nerede- muhabbeti yapmayacağım elbette. Ama Lübnan'da bu yasayı koyan kişilere insan diyorsak ben farklı bir yaratığım. İnsandan daha üstünüm onun evrilmiş level atlamış haliyim falan demiyorum. Ama farklı familyadanız (tür cins sınıf) ne bileyim.
Bahsettiğim şey zoofilik insanların iğrençliği değil. Hı iğrenç değiller mi diyorum? -Demiyorum.
Ama hayvanın erkeği bile dişisinden üstün tutuluyor. Dişilere tecavüz edin tabi madem dişiler madem kadınlar elbette ki müstehak onlara.
Dişi hayvanlarla cinsel ilişki de ne demek ya? Sanki iki taraf karşılıklı anlaşmış da... Taciz onun adı tecavüz.  Asıl böyle düşünen beyinleri... Neyse.

Bir de "dekolte giyene tecavüz ederler" versiyonu var bunun ki ilk duyduğumda kanım donmuştu. Orhan Çeker.
"-Erkekler-in çok eşliliği yasal olsun" başka bir versiyon. Peki ya Malezya'daki İtaatkar Kadınlar Kulübü'ne demeli?
Sibel Üresin.

Yok yok mümkün değil kabullenemem. İnsan olmayı kabullenemem. Bu kadar sığ ve çirkin olmayı kabullenemem. Zaten insaniyet dediğin ya ürer ya çeker değil mi ama?

Ben Hepinizim veya Hepiniz Bensiniz

Arada  masum ve iyi niyetli biri olduğumu düşünüp insanlar ne kadar acımasız ne kadar da üstüme geldiler hayat ne kadar adaletsiz diyorum.
Arada çıkarcı ve bencil biri olduğumu düşünüp insanlar ne kadar acımasız ne kadar da üstüme geldiler hayat ne kadar adaletsiz beni böyle kötü biri yaptı diyorum.
Evet ben klasik insan modeliyim.
Evet hiçbirimiz masum değiliz ama aslında hiçbirimiz suçlu da değiliz.

Bilgi içerikli post atacağım bundan sonra ben bile sıkıldım kendimi anlatmaktan.

Çevremizden İnsan Manzaraları

Bazı şeylere çok hevesliydi. Mesela iphonenun arka planına Fight Club afişi koymuştu.
Birisi ona bunun bir çelişki olduğunu söylediğindeyse "-en azından İkea sevmiyorum" diyordu.
Nüfus cüzdanında din hanesinde İslam yazdığı halde anadan doğma ateistti.
Sarışınlığıyla övünür tenis ve basketbol oynayarak geliştirdiği karın kaslarını her fırsatta sergilerdi.
İzmir'in kıyı kesiminde yaşar modern ve solcu olduğunu düşünürdü.