Sayfalar

Realist Karamsarlık-Romantisist Karamsarlık

Gerçekçilik çoğu insana karamsarlıkmış gibi gelir.
Bir de gerçekçi insanların karamsar bulduğu durumlar ve insanlar vardır.
Gerçekçi karamsarlıktan ziyade romantisist bi karamsarlık taşıyan bu duruma natüralistik, bu insanlara da natüralist diyorum ben.
Felsefe terminolojisinde yer almasa da edebiyatta rastlanılan bi kavramdır.
Natüralizme biraz açıklık getirelim;
Gerçek hayatta kötülüklere ve acılara rağmen iyiliklere, mutluluklara da yer vardır. Fakat romantizm ne kadar akıl dışı öge, fazla duygusal yoğunluk barındırıyorsa, romantisist natüralizm de işte o kadar bunalıma ve pesimistliğe meyleder.
Pollyanna'nın romantisist iyiliği ne kadar absürtse tam zıttı olan romantisist kötülük de o kadar absürttür.
Realizmde mutlu ve mutsuz sonlara rastlarız fakat natüralizm der ki "sonlar zaten mutsuzluktur."
Bi ara ben de kendimi natüralizmin pençesine kaptırmıştım "Aslında birini sevmiyorsundur onun sana olan ilgisini seviyorsundur." gibisinden her şeyin altında bi bencillik aramaya başlamıştım. Kısacası "cynic" bi insan olmuştum.
Fakat öyle küçük bi olay oldu ki hayata bakışım değişti. Şöyleki; Günlerden bir gün cılkı çıkmış halde otobüse binmiş yer bulunca sevinçten delirip oturmuş, dışarıyı izlemeye başlamıştım. Bir zaman sonra aniden fark ettim ki 2-3 yaşlarında bi çocukla babasıyla otobüse binmiş ayakta kalmışlar çocukcağız her frende sarsılıyor. Nasıl görmedim diye yanarken adama" geçin siz oturun çocuk rahat etsin" dedim. Bu olayların hepsi iki saniyede gerçekleşti.
Otobüste tutunacak yer arama çabalarıma rağmen mutluydum.
Sonra düşündüm çocuğun oraya oturması bana hiç bi yarar sağlamayacaktı, üstelik ben yorgundum da.
İsteyerek fedakarlık yapmıştım işte. Demek ki iyilik güdüm de vardı. Bi yandan da mutlu olmak için yer verdin diyordu beynimden bi ses. Ama mutlu olacağımı düşünmeye zaman kalmadan kalkmıştım yerimden. Tabi bilinçaltında saklanıyor mutluluk isteğim diye düşünürken lanet olsun öyle de ya da böyle istersem mutluluktan gebermek için yapmış olayım sonuçta çocuk rahat, baba rahat ben mutlu, herkese yarar sağlayan şey iyidir deyip, aylardır ceremesini çektiğim daimi karamsarlıktan çıkmak için ilk adımı attım. Ve gerisi geldi...
İşte her iyi kabul ettiğimiz şeyin altında bi pislik aramayalım artık. Olan bize oluyor, dünyadan soyutluyoruz kendimizi, birden bütün duygular anlamsız, basit gelmeye başlıyor. Çünkü iyi yok!
Yani anlatmak istediğim şey karamsarlıkta matah bi şey yok aslında. Ama o genel insan kitlesinin anladığı karamsarlıktan bahsetmiyorum. Onlar realizmle karamsarlığı karıştırıyorlar. Realizm insanın dünya gerçeklerine uygun yaşaması için gereklidir. Tabi yok ben kendime ayrı hayali bi dünya kuracağım orada mutlu mesut yaşayacağım diyebilirsiniz, mümkündür.
Bu arada natüralist olmayın, natüralist olanla da birlikte olmayın zira bulaşıcıdır. Bana da başkalarından bulaşmıştı. Aman dikkat!

10 sesleniş:

C3Moi dedi ki...

Fazla realist olmak da iyi değildir onu da belirtelim ;)

Burak Özkan dedi ki...

Evet.

'Sonlar zaten mutsuzluktur,' a ben de bir ekleme yapmak istiyorum. Bu eklemeyi, kafamda oluşan çağrışım sayesinde yapacağım. Yani ne demek bu, bu cümleyi okudum ve beynimde saniyesinde çağrışan bir anı; bu anının anafikri olan bir düşünce canlandı.

Cinemania diye bir belgesel var. Bu belgeselde, -yanlış hatırlamıyorsam- 4 tane sinema manyağı olan insanın hayatları inceleniyor. Hergün, 4-5 filme gidiyorlar; nasıl gidiyorlar demeyin; harbiden gidiyorlar. İşte, bu manyaklarından biri şuna benzer bir laf ediyor:

"Sinemada, bir kadına onu sevdiğinizi yazdığınız bir not bırakırsınız ve kalabalığa karışırsınız; ardından film biter. Bu güzel bir sondur, devamı yoktur. Ama gerçek hayatta ise, kalabalığa karışırsınız ve her şey devam etmektedir. Notun bir anlamı kalmaz."

Buna benzer bir şey işte. Belki herkes bir sinema filminde, istediği sonu oynayabilse, gerçek hayattaki sona o kadar değer vermez. O sonu izleyip durur.

Pink Freud dedi ki...

c3moi bu kadar "romantisist" bi yaklaşım olamazdı.d

Teomanın bi şarkısı var
"mutlu aşk varsa da mutlu son yoktur"
Ama katılmıyorum banane.d

duyguözbağcı dedi ki...

Karamsarlık demişken.Ya aslında kimse ben karamsarım demez kolay kolay. Bunu ona dışarıdan biri söyler.
Kime sorsan, ben gerçekçiyim diyecektir. Kendi gerçekleriyle.

Pink Freud dedi ki...

Karamsar olduklarını kabul edenlere de rastladım.
Yani karamsarım diyebilirler ama ilk farkeden kendileri mi olur bilemem.d

duyguözbağcı dedi ki...

Bi gün böyle yanıla yanıla gerçekten doğru bi genelleme yapıcam. Tüm bilimsel aşamaları geçip yasa olucak. :D

Pink Freud dedi ki...

Sanırım doğru genellemeler için baya tecrübe gerekiyor yani ilerde bi gün mutlaka olur:D

Burak Özkan dedi ki...

Sana nacizane bir tavsiye, böyle genellemer sunduğun vakit, sonlarında bir de o genellemenin doğru olup olamayacağına dair bir soru ekle. Böylece yanılmış olmazsın, sadece öne sürdüğün fikirle ilgili 'ne kadar emin olduğunu da' belirtmiş olursun. :)

Her şey, dilde başlayıp dilde bitiyor valla.

Pink Freud dedi ki...

Her şey dilde başlayıp dilde bitiyor dediysen Jacques Lacan okumalısın :)

Burak Özkan dedi ki...

Evet, biliyorum. Ama daha ona yeterli bir vakit ayıramadım; sadece bir şeyler anlatırken ki vücut dilini gözlemleyebildim. :D