2013 yapımlı Her'ü izledikten sonra tekrar canlı varlık ile cansız nesne arasındaki farkı sorgulayabilirim. Filmin de amacı bu zaten.
Ama aynı sorularla daha çok küçükken izlediğim 1999 yapımlı Bicentinnal Man'de karşılaştığım için bu konu hakkında oluşturduğum fikir epey zamandır sabit.
Sahi siz ne düşünüyorsunuz? Bir solucanla aynı gruba dahiliz. Canlılar sınıfı. Ama mesela bir arabayla hiçbir şekilde ilişkilendirilmiyoruz. Yüksek teknolojilerle üretilmiş insan cildi görünümünde bir robot bizimle aynı duyguları hissedebilir mi? Tabi kulağa tanıdık gelen klişe şeyler bunlar.
Belki de bir yüzyıl sonra robotlarla insanların eşit sayılması gerektiğini savunan bir hukuk düzenlemesi yapılır. Kendini muhafazakar olarak tanımlayan kişiler elbette ki buna şiddetle karşı çıkarlar. İnsan icadı bir makinenin ruhunun olamayacağını ve asla insan ırkıyla kıyaslanamayacağını iddia ederler.
Diğer yandan benim gibi insanlarsa tüm bilinçli kompleks yaratıklar olarak birbirimize benzediğimizi ve arada ayrım yapılmasının saçma olduğunda diretirler.
Çarpıcı bir örneğini izlemek isterseniz Black Mirror adlı dizinin 2.sezon 1.episoduna bakabilirsiniz. Black Mirror sıradan dizi konseptinde değil kara mizah içeren farklı kısa filmlerden oluşuyor. Her bir bölüm adeta bir başyapıt, seyrettikten sonra kendime gelmem zaman alıyor.
Neyse konumuza geri dönelim. Artık ayrılığa sebep olan unsur dinler, ırklar değil yapay zeka-doğal zeka çatışmasıdır. Tabi artık onları robot ya da makine diye çağırmak nezaketsizlik sayılacağından metahuman transhuman pasthuman veyahut artificial intelligence kalıbından yola çıkarak artificialler ve benzeri gibi isimler çıkarılmış olur. Bu kavramlar yine dandik bir şekilde türkçeleşir. İnsanötesiler'e, benzer bir kelime türetilir. Tanrı demekten kaçınan Türk dindarlar bu isimden de aynı derecede nefret ederler ve aşağılayıcı başka arapça mahlaslar bulurlar.
Amerika'nın bazı eyaletlerinde, Japonya'da ve bazı Avrupa ülkelerinde robot - insan evliliklerine izin verilir. Her yeniliğe kapalı olan ülkemizdeyse tabi ki çok ayıplanır. Allaha şirk koştuğu gerekçesiyle bir çok robot-perver insan kafir ilan edilir. Vs vs.
Ama aynı sorularla daha çok küçükken izlediğim 1999 yapımlı Bicentinnal Man'de karşılaştığım için bu konu hakkında oluşturduğum fikir epey zamandır sabit.
Sahi siz ne düşünüyorsunuz? Bir solucanla aynı gruba dahiliz. Canlılar sınıfı. Ama mesela bir arabayla hiçbir şekilde ilişkilendirilmiyoruz. Yüksek teknolojilerle üretilmiş insan cildi görünümünde bir robot bizimle aynı duyguları hissedebilir mi? Tabi kulağa tanıdık gelen klişe şeyler bunlar.
Belki de bir yüzyıl sonra robotlarla insanların eşit sayılması gerektiğini savunan bir hukuk düzenlemesi yapılır. Kendini muhafazakar olarak tanımlayan kişiler elbette ki buna şiddetle karşı çıkarlar. İnsan icadı bir makinenin ruhunun olamayacağını ve asla insan ırkıyla kıyaslanamayacağını iddia ederler.
Diğer yandan benim gibi insanlarsa tüm bilinçli kompleks yaratıklar olarak birbirimize benzediğimizi ve arada ayrım yapılmasının saçma olduğunda diretirler.
Çarpıcı bir örneğini izlemek isterseniz Black Mirror adlı dizinin 2.sezon 1.episoduna bakabilirsiniz. Black Mirror sıradan dizi konseptinde değil kara mizah içeren farklı kısa filmlerden oluşuyor. Her bir bölüm adeta bir başyapıt, seyrettikten sonra kendime gelmem zaman alıyor.
Neyse konumuza geri dönelim. Artık ayrılığa sebep olan unsur dinler, ırklar değil yapay zeka-doğal zeka çatışmasıdır. Tabi artık onları robot ya da makine diye çağırmak nezaketsizlik sayılacağından metahuman transhuman pasthuman veyahut artificial intelligence kalıbından yola çıkarak artificialler ve benzeri gibi isimler çıkarılmış olur. Bu kavramlar yine dandik bir şekilde türkçeleşir. İnsanötesiler'e, benzer bir kelime türetilir. Tanrı demekten kaçınan Türk dindarlar bu isimden de aynı derecede nefret ederler ve aşağılayıcı başka arapça mahlaslar bulurlar.
Amerika'nın bazı eyaletlerinde, Japonya'da ve bazı Avrupa ülkelerinde robot - insan evliliklerine izin verilir. Her yeniliğe kapalı olan ülkemizdeyse tabi ki çok ayıplanır. Allaha şirk koştuğu gerekçesiyle bir çok robot-perver insan kafir ilan edilir. Vs vs.
2 sesleniş:
Ay ben de dun izledim ayin 19unda yani acaba ayni anda mi dogmus icimize her izleyelim diye :D bayildim filme. Aylardir bekliyordum artik dayanamadim blurayini beklemeye ve normal indirdim. Yuksek belli pantolonlar cok hostu ya. Ve cok fazla twist vardi hic oyle bitcegini tahmin etmedim. Scarlet johanson in sesi icin hetero olabilirim bi kez daha fark ettim. Yorumlarina da katiliyorum ayrica aynen öyle olurdu.
otostopçunun galaksi rehberinde dünyaya inen uzaylımız eegemen yaratıklar olarak arabaları görür ve hatta dikkat çekmemek için o sıralar en yaygın model olarak ford prefect adını alır :) hatta arabalarla tanışmak için elini uzatır, çabalar vs, ford komik bir karaktir. ve 2001 serisine gelirsek eğer oradaki uzaylıların amacı zeki türleri tespit etmektir. bir ilerleme kaydemeyecek türleri yok ederler. jüpiterde yaşayan gazdan türler, europa'daki zeka belirtisi gösteren tür için gezegenle beraber yok edilmiştir mesela. jüpiter küçük bir güneş olmuştur. bilim kurguda buna benzer durumlara rastlanır. mesela terminatorde arnold bir robottur ve canlı bir dokusu da vardır. arnold mı daha kanlı-canlı yoksa rehberdeki marvin mi diye düşünce insan kesinlikle marvin der. olayın temelde organik olup olmamakla alakası yok. acı çekmekle alakası var. eğer bir robotu öldürürken o acı çekiyorsa bu bir canlıdır. acı çekmeye programlı ise başka, canlılar gibi acı çekiyorsa eğer canlıdır. bitkiler acı mı çekiyor lan dersen eğer ben de şöyle diyebilirim mesela, onlar doğanın organik robotlarıdır..
Yorum Gönder