Kıskançlık da ikiye ayrılıyor.
1)Süje(kişi)ye duyulan kıskançlık. Örnek; Adriana Lima'yı kıskanmak.
2)Süjeye gösterilen ilgiye duyulan kıskançlık. Örnek; Adriana Lima fotoğrafına bakan sevgiliyi kıskanmak.
Birincisinde gerçekten Adri'yi kıskanırsınız, kaşı gözü, kıçı başı vs.
İkincisinde sevgiliyi değil, gösterdiği alakayı kıskanırsınız. Neresini beğendi ki şimdi?!
Birincisi kendine olan güven, ikincisi başkalarına olan güven eksikliğinden kaynaklanır.
10 sesleniş:
ikincisine psikanalizde "haset" deniyor sanırım. schadenfruede falan hep bundan doğuyor. alıntılarım var gene :)
http://obisp.blogspot.com/2009/12/erkegi-sevgilisinden-calan-kadn.html
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=17329714
Ya yüzeysel olarak yazmak istedim hasete girersem çıkamazmışım gibi geldi çünkü gerçekten farklı boyutlardalar.d
evet biraz aşırı oldu. hafifletirsek ikincisini "aşk üç kişiliktir"le özetliyor adam phillips:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=18867138
gerçi otto kernberg "yatakta altı kişiyizdir" diyor ama onu karıştırmayalım şimdi ahah.
şimdi ben beğenmiyorum adriana yı da angelinayı da. bana göre güzel diiller mesela. ama bunu ne zaman söylesem kıskanıyor oluyorm. lan ben hollywood starı mıyım da kıskanıcam sanki rakibim. ne alakam var yani.. ama zevkler tartışılmaz bana göre en güzel kadınlar kate winslet ve cate blanchett. valla lan!
og; evet evet herhangi bi şeyi alternatifleri olmasına rağmen tamamen kendi isteğimizle yapıyorsak samimiyizdir, çiftler için de arkadaşlar için de geçerli işte bu durumda da anne sevgisi seçim şansı olmamasından dolayı linkte bahsedilen "katlanma" oluyor.
French Oje; Orda Adriana tamamen bi sembol orada, yerine Cate Blanchetti getir istersen, ya da günlük hayattan herhangi birini fark etmez :)
İki türlü de kıskançlığın temelinde, kıskanılan nesnenin insanın kendisine ve çevresine simgeler yoluyla verdiği mesajlardan kaynaklanıyor olduğuna dair nacizane bir not eklemekde de yarar var. Yoksa, Adriana Lima kimdir, kimse bilemez, bu doğrultuda da onu kıskanamaz. Öyle değil mi, Pinky?
Ah bu insanlar, yüzeylerde boğuluyor hep. :)
hatta bu yüzden, sujeyi kaldırmalı diye düşünüyorum, yerine Adriana Lima'nın simgeledikleri kıskanmak demek gerek.
Ama sen muhtemelen dersin, ne gerek bu kadar değerlendirmeye; kim takar, sonuç olarak kıskanıyorum vs. :)
Burak süjeye duyulan kıskançlık da sırf görünüşüyle ilgili değil ki, karakteri de kıskanılabilinir, yeteneklerini davranışlarını vs de dahil edebiliriz yani bi bütün olarak da kıskançlık duyulabilinir tabi bu kıskanılacak olan insanın insanın günlük hayattan birisi olması gerekiyor.
Sırf kaş göz meselesi olarak düşündün hem de bana yüzeysel diyorsun a-aa .d
her iki durumu da özgüven eksikliğine bağlardım ben. çok mu yüzeysel oldu bilmiyorum tabi.
pink(y) freud yaratıcı bir sentez. takılırım artık burda ben. kimse ilişmezse.
Ben de düşündüm güven mi eksik özgüven mi diye sonra güven olduğuna karar verdim, çünkü insanlar arkadaşlarını bile kıskanabiliyor, sadece kendisiyle arkadaş kalsın başkasına ilgi göstermesin istiyor ve bu durum kaybetme korkusundan ziyade bencillik. Ama tabi sevgiliyse işin boyutu değişebilir, ama çiftler birbirlerine güven verdiği sürece içlerinden birinin özgüveni daha azsa bi problem yaratmaz bence :)
Bu arada hoşgeldiniz :)
son yorumunuza kadar yazıyı çok sevmiştim. bence de bu karşındakinin sana ilgi gösterememe eğiliminden korkmak demek.
ama ''bencillik'' kavramına bağladığında biraz şaşırdım. bu bencillik değil bence, o'nun en yakını ya da tüm dertlerinin adresinin sen olmasını istiyorsun. Bu nasıl bir bencillik?
sadece o'na aşırı değer vermek ve ilginin bölünmesi korkusudur bu.
arkadaş kavramını kullanarak bunu yaşayan çok iyi bilir, bilirim.
sevgili konusundakine bencillik denir mi o konuda pek bi fikrim yok
Yorum Gönder