Sayfalar

Raif Efendi'ye

Kürk Mantolu Madonna'yı çok içselleştirmiş, karakterleriyle kendimi fazla özdeşleştirmiştim. Bu yüzden üzerinde düşünmeye, yorum yapmaya çekiniyordum.
Hatta kitaba duyduğum saygıdan ötürü başka kitaplara elimi sürememiştim birkaç gün.

Sonra aniden gelen bir ilhamla yeşilçam filmlerine benzediğini fark ettim.
İşte bu noktada moralim bozulmuştu. Kitabın gözümde gerçekliğini kaybetmesinden korktum.
Ben Kürk Mantolu Madonna'yı okumamış, yaşamıştım..
Kitaptan aldığım mesajlar o sıralar yaşadıklarıma o kadar uygundu ki, kafamdaki birçok soruya yanıt bulmuş gibiydim.
Ama fazla özel olduklarından bu mesajları paylaşmayacağım.
Roman sayesinde bolca irdelediğim sevgi kavramını da kafamda belirli bir çerçeveye yerleştirebilmiştim sonunda.
Ne olursa olsun sevdim seni kitap!

Sevmekten korkmamalıyım aslında.

6 sesleniş:

chtrtm dedi ki...

Bu kitabı ve Sebahattin Ali'yi her duyduğumda yüzüm düşüyor. Hem yazarın yaşadıkları hem de kitabın bendeki bağı iki yüzü keskin bıçak gibi boğazımda keskinliğini hissetiriyor.

Burak Özkan dedi ki...

kitapla ilgili yeşil çam düşüncesini fırlat at bir kenara. o, çok sevdiğin başka şeylerde de başına gelebilecek bir dürtü çeşidi. bir anlık yoklama.

ufalan korkulara selamlar.

Yazıyorum O Halde Varım dedi ki...

o kitap bir başkadır.
ayrıca, resme aşık olan bir insan, V For Vendetta filmindeki maskeye aşık olan insanı çağrıştırmıştı bana bazı yönleriyle. kim bilir...

Pink Freud dedi ki...

yaş tahta; yazık ya adama sebahattin deme

burak; yok müphem bir durum söz konusu değil sahiden yeşilçam filmlerini andırır birkaç yer var kitapta

yohv; bence orada maskeye değil ardındakine aşık olunmuştu :)

chtrtm dedi ki...

Hakikaten yazık da değil, ayıp etmişim :)

Pink Freud dedi ki...

(: