Daha önce de ameliyat olmuştum genel anesteziyle fakat dünkü çok farklıydı çok ağırdı yediğim narkoz aklımı başımdan almış resmen.
Ameliyathanede olduğumu biliyorum en son hatırladığım şey koluma damaryolu açıldığı, uyuşturucu sıvının enjekte edildiği ve beynimin içinde cızırtılar acayip çığlıklar duymam ve gayri ihtiyari "çok ses var çok kötü diye yardım istemem. Aradan bir dakika geçmiş olmalı. Sesler duyuyorum doktorlar konuşuyor gözümü açmaya çalışıyorum olmuyor birden panikliyorum yoksa diyorum Awake filmindeki gibi bilincim hala açık mı? "Ben tamamen uyuşmadım durun beni ameliyat etmeyin!" Ağzımı açmaya çalışıyorum bir şey söylemeli bir ses çıkartmalıyım ama olmuyor. Ellerim ayaklarım hiçbiryerimi kımıldatamıyorum deliye dönüyorum. Felç mi oldum felç mi oldum! Hayatımda böyle çırpındığımı hatırlamıyorum gözümü açsam yetecek ama yapamıyorum! Sonra başımı oynatabiliyorum evet evet sonunda! Tek kıpırdatabildiğim yerim kafam ve onu yeterince hızlı sallarsam beni fark edeceklerine eminim. Kafamı elimden geldiğince hızlı sağa sola çevirmeye çalıştığım için olacak başım dönüyor. Aynı zamanda inanılmaz bir acı var boğazımın içine bişey sokuyorlar ya da çıkarıyorlar anlamıyorum o an boğazımı kesmeye çalıştıklarına yemin edebilirim. Can havliyle "Hayır hayır istemiyorum!" demeye çalışıyorum fakat boğazım konuşurken öyle bir yanıyor ki sadece hırıltılı hırıltılı h harfleri çıkartabiliyorum gibime geliyor, söyleyeceklerimin devamını getirebilmek için azami çaba sarf ediyorum. Bir kadın benimle konuşuyor ama açıkladığı şeyi algılayamıyorum hiç. O anda gözlerim açılıyor oda dönüyor herşeyi çift görüyorum duyduğum kadın sesinin sahibini arıyorum. Feci halde titrediğimi fark ediyorum vücudumu kontrol edemediğim için iyice panikliyorum. Boğazım yüzünden nefes alamıyorum tıkanıyorum. Birileri endişeleniyor sanki. Birisi bana başını kaldır diyor uğraşıyorum ama yapamıyorum sonra biri beni kaldırıyor taşıyor bi yere koyuyor. En son kendimi yoğun bakımda buluyorum. Daha önceki ameliyatımda gözümü ilk kez kendi odamda açmıştım yoğun bakım kısmını uyuyarak geçirmişim.
Neyse meğer uyutulduğumdan beri 2.5 saat geçmiş ameliyat bitmiş.
Yoğun bakım daha da beter gözüme buz torbaları konuluyor ağzıma buhar veren bir hortum sokuluyor koluma da serum bağlanıyor. Yutkunduğumda boğazım zımpara kağıdıyla ovalanıyormuş gibi acıyor. Ağzımdaki hortumdan nefes almamı söylüyorlar ama sürekli sağa sola kayıp düşüyor.
Boğazıma ne olduğunu sormaya çalışıyorum sesim gırtlak kanseri olmuşum gibi çıkıyor neredeyse ağlayacağım. Sonra hemşire derdimi anlıyor ameliyatta her hastanın boğazına takılan oksijen sağlayan tüplerin yarattığı tahrişten bahsediyor 2-3 saat sonra hafifler diyor. Bir umut her gelen doktordan hemşireden boğazım için bir hap bir şurup bir ilaç bir birşey talep ediyorum her seferinde olumsuz yanıt alıyorum. Oysa şu an araştırdım pastil veriliyormuş boğaz için. Duyarlı sağlık görevlileri bana bir pastil verememişler bravo.
Bu tabloda eksik olan tek lanet mide bulantısı ve o da kısa sürede başlıyor. Tahriş olmuş boğazlarımı iyice yıpratarak kanlı safranlı kusuyorum, kustuklarıma bakınca yine dehşete düşürüyorum. Bir yandan kollarım bacaklarım kasılıyor ellerim içine doğru yumuluyor vücudumun tamamında karıncalanma hissi var. Sürekli bu belirtilerin normal olup olmadığını sormaya çalışıyorum savaş ay sesimle. Çünkü ilkinde daha ağır bir ameliyat olmama rağmen bu şikayetlerin hiçbirini yaşamamıştım. Sonra çişim geliyor lavaboya gitmek istiyorum olmaz başın döner diyorlar lazımlık gibi birşey veriyorlar. Şaşırıp kalıyorum yerimden kalkmadan nasıl işeyeceğim ben bu şeye?? Akabinde geri çeviriyorum lazımlığı bir yerleri batırmaktan utanarak. Hizmetli kadın bana pis pis bakıyor.
Kendini başhemşire olduğu için üstün insan sanan yaşlı bir garabet var, herşeyden yakındığımı düşünüyor benim için histerik diyor. Tabi burnum sarılı tıkalı ağzımdan soludukça boğazım kendimi yırtıyor midemden sürekli bir kusmuk bir balgam yukarı çıkıyor ben öksüyorum hık diye tıkanıp kalıyorum tuvalete bile gidemiyorum. Bana bulantı geçirici bir iğne yapılıyor fakat bir faydasını görmüyorum. Tabi tabi histeri krizleri hepsi. Oysaki benim acı eşiğim yüksektir bunu daha önce kaç kere duydum doktorlardan. Bunak kadın.
Zaman geçmek bilmiyor koluma birşey damlıyor bakıyorum serum hortumcuğunu düzeltiyorum bu serum paketi ne zaman biter diye hesaplıyorum ondan sıkılıyorum pencereden bakıyorum binalar binalar.. bunalıyorum karşımda damağında sorun olduğunu tahmin ettiğim Zeynel adında dudakları sürekli kanayan bir bebek ve onu susturmaya çalışan babannesini izliyorum. Babanne torundan önce aynı yatakta 90 yaşında hemşirelere güzellemeler okuyan sevimsiz bir ihtiyar vardı. Herkes bayıldı adamın şiirlerine hayat dolu oluşuna. Sözü geçen yatağın sağında jinekomastiye (kadın tipi meme büyümesi) girecek bir adam vardı adı Şivan ya da Şanzelize gibi birşeydi.
Başka bir vaka kulağı kopmuş uzun esmer bir mahallle delikanlısıydı. Bacağından doku alınarak kulak yapılacakmış rızası alınıyordu. Ve daha nice hastalar.. Kimler geldi geçti ama ben o zamanın durduğu yoğun bakımda ıkınarak sıkılarak saatler geçirdim. Annemin yanımda durmasına bile izin vermediler. Kolumdaki damar yolunu parmağımdaki nabız ölçeri fırlatıp atarak deli gömleğine benzeyen arkadan bağlamalı ameliyat elbisesiyle hastane koridorlarında koşup "bırakın beni yeterrrr" diye bağırıp koşarak kaçmama ramak kalmıştı.
Sağlık her şeyden önce geliyormuş gerçekten..
Boğazım hala acıyor katı birşey yiyemiyorum.